25 Ekim 2011 Salı

VAN'DA ÇOCUKLAR OYUNCAK BEKLİYOR....

Çok ama çok büyük bir acı yaşadıkkkk...1999 yılından sonra yaşadığımız ilk büyük deprem acısı tekrar 7.2 ...
sonra görüntülerle tekrar tekrar ağladık , bazılarımız haberleri okumaz oldu içi dayanamayıp , bazıları televizon seyredemez oldu .
çünkü böyle durumlarda uzaktan izlemek ve hiçbirşey yapamamak en zorudur.
görmek istemezsin o yüzden ...

ağladık her kurtulanla bu kez sevinçten ..
14 günlük azra bebeğe sevindik bu kez de...o incecik bacakları gözükürken televizonda ....
sonra enkaz altından kurtulurken sevindiğimiz yunus'un hayatını kaybetmesiyle tekrar yıkıldık ....
hiçbirşey yapmadan yapamadan...

ve yapabileceklerimiz yok değil ....
Psikiyatrist Prof.Dr. Mansur Beyaz çocukların bu kadar büyük acı durumlarında travmaları daha ciddi boyutlarda yaşadıklarını ve daha zor atlatdıklarını ,onların psilojilerine destek olunması amacıyla bölgeye oyuncak ve benzeri oyalayıcı malzemeler gönderilmesinin çok faydalı olacağını anlattı bügün televizyonda.

Eğer sizde destek olmak isterseniz van kızılay ile bağlantıya geçmeniz yeterli ....
en azından bunu yapabilelim ...
ülkemizin başı sağolsun....

Türk Kızılay Yardım Hattı: 168

Ücretsiz Bağış ve İletişim Hattı: 0312 293 60 25, 0312 293 60 26
van.kizilay.org.tr

16 Ekim 2011 Pazar

OKUL YOLLARI


Berenkam bu yazı dolu dolu geçirince eylül ayının güzelliğinden az da olsa faydalansın diye bu yılki okul hayatına ancak eylül'ün son haftası başlayabildi .
Tabiki herşeye sıfırdan başladık ,geçen yıl okula gitmesine rağmen bu yıl aynı sorunla karşılaşacağız diye çok korkuyordum , onun için yaz başından beri berenkamı ''kızım bu yıl büyük okuluna gidecek ,ona çanta alacağız ,kalem alacağız'' diye her anımda hazırladım.
Oysaki henüz anaokuluna seneye anasınıfına gidecek.
Fakat geçen yıl aileye yeni bir bebek geldiğinden okula gitmek onun için zor olmuştu zaten 6 ay gidebildi ,nisan sonu okula veda etti ve soranlara da ben okulu bıraktım diyordu....
Neyse bu yıl tekrar aynı anaokuluna gittğinden öğretmeniyle iyi anlaştığından o kadar zorluk çıkartmadı ...
Öyle olduğu halde 3 gün okulda beklemek zorunda kaldım .
Fakat o kadar büyümüş o kadar şekillenmişki sırf nazından bekletti beni bu yıl ....gitsem mümkün değil ağlamazdı , bense geçen yıl bebekten dolayı onu birgün bile gidip okulda bekleyemediğim hatta bazı günler servise ağlayarak bindirdiğimdem dolayı bu yıl içimdeki vicdan azabı birikimiyle onu şımartmak istedim . Öylede yaptım ....
Her bahçeye çıktığında ona gülücükler , öpücükler attım...
Gözlerinin parlaması o kadar güzeldi ki ...
Veee  ne gördüm biliyormusunuz ! 15 gündür çocuğunu bahçede bekleyen ve bundan zevk duyan anneler !!!
İşi olmayan annelerdi sanırım , ellerinde 2-3 gazeteyle gelenler
hatta hatta elerinde numaralı tual ve boyalarıyla gelip boyama yapan anneler ...
birbirleriyle muhabbet eden anneler
iki çocuğu olup ilki okulda olan anneler
yani benim gibi 10 saniyesinin hesabını yapmak zorunda olanlardan değil.
Oysaki uzmanların söylediğine göre ilk bir iki gün çocuk güvende olduğunu hissedene kadar beklemek doğru ama fazlası çocuk için yarardan çok zarar.
Okulumuzun Pedagog'u aynı düşüncede hatta annesi bekleyen çocuklar yüzünden diğer çocukların da huzursuz olduğunu ,kendini kötü hissettiğini söylüyor.
Ben de 3 gün bekleyeceğimi ve 4. gün servisle gitmek zorunda olduğunu söyledim , nitekim öylede oldu Perşembe günü güzel güzel servisle gitti servisle geldi ...
Pazartesi günü 4. haftamız başlıyor..
Geçtiğimiz hafta tekrar mızmızlanmalar başladı ,fakat okul yönetimi ve öğretmenler bunun sebebini havaya bağlıyor , geçtiğimiz haftaya kadar günün 2- 2.5 saatini bahçede geçiren çocukların birden bire sınıflara kapanmasına ve bunun sınıfa alışana kadar geçici bir süreç olacağını söylüyorlar .
Eğer sizde de aynı sorunlar yaşanıyorsa korkmanıza gerek yok ...alışacaklar ...ve biz de rahat bir nefes alacağız...arkalarından gözlerimiz dolmayacak ...içimiz o orda mutsuz mu diye rahatsız olmayacak...vicdan azabı çekmeyeceğiz..
Madem modern hayatın cilvesi bu ...
modern hayata uyum sağlayacaklar..
nerde bizim çocukluğumuz 7 yaşına kadar sokakta oynadık hem de çılgınlar gibi...
Ama onlar bizden daha akıllı ,daha çalışkan , dünyaya daha hakim bir nesil olacaklar .
Tüm çabamız bunun için; Kendilerini , dünyalarını daha iyi tanımaları ,daha sosyal ve sorumluluk sahibi olmaları için değil mi !!!
Haydi çocuklar okula ,daha çok okumaya ....
Sevgiyle ve anneleri olarak bol okumayla kalın...

10 Ekim 2011 Pazartesi

DISNEY ON ICE PRENSESLER VE KAHRAMANLAR




Geçtiğimiz Perşembe günü Habertürk ve ergo sporsorluğunda İstanbul çocuk tiyatrosu tarafından ülkemize gelen dünyaca ünlü gösteri Disney on ice'ı Disney Türkiye ofisinin davetlisi olarak Ora arena'da oğluşum ve kızımla izledim .
40 kişilik muhteşem bir ekip hemen hepsi 4 yaşında paten yapmaya başlamış .Hepsi pırıl pırıl gencecik gözüküyorlar ...

Biz de çocuklarımla onlarla beraber o büyülü dünyanın içerisinde yüzdük adeta , 17 aylık oğluşum ilk 45 dakikayı hipnotize vaziyette kıpırdamadan izledi , 45 dakikadan sonra kıpırdanmaya başladığındaysa gerçekten gösteriden çok etkilenen berenkam ''Berkay sessiz ol lütfennnnnnnnnnn '' deyip durdu....
sonuç olarak izlemeye değer büyülü bir gösteri tavsiye ederim ...Hele ariel prensesin anlatıldığı sahnede yağan baloncuklar bir harikaydı ...Sanki deniz altında gibi...

Gösteri 16 Ekim'e kadar Ora arena'da devam ediyor...
Ben ve çocuklarım bu macerayı kaçırmayın diyoruz...
Sevgiyle kalın...

5 Ekim 2011 Çarşamba

EMZİRME HALLERİ

Bu hafta birçok yerde emzirme konuşuluyor , yazılıyor. Dünya emzirme haftası 1-7 Ekim olduğundan...
Geçtiğimiz yılda emzirme haftası kapsamında birçok yayın organında faaliyet gerçekleştirmişlerdi. Bugünde gazetemin ekinde sevdiğim bir yazarın bu konuya değindiğini görünce ben de bugünkü yazımın ne olması gerektiğini anladım.

Dünyanın en saf duygusu bebek sahibi olmak , karşılık beklemeden yapılan tekşey...
Tüm egolarınızı kırıyorsunuz ve hiçbirşey bu kadar karşılıksız değil ama hiçbirşey...
Ne aşk , ne cinsellik , ne ilişki , ne arkadaşlık hatta anne -baba 'yı sevmek bile ( çünki her daim onlardan beklentimiz var )
Sadece evladınızı karşılıksız seviyorsunuz . Tabii onu beslerken de en doğru, en saf , en temiz besin olan anne sütüyle beslemek istiyorsunuz.
Ben bu konuda oldukça tecrübeli biri sayılırım , kızımı tam iki yıl emzirdim , oğlumu ise 16 aydır emziriyorum . Hedefim iki yıl ...
Biliyorum ki kızım bu muhteşem besin sayesinde tam 3yıl hastalanmadı ve bakıyorum ki şuan 4,5 yaşında olan kızım hastalandığında çabuk iyileşiyor , ben de bunu tamamen bu mucizevi besine bağlıyorum .

Yalnız dezavantajları var tabiki bir anne için; meme yüzünden gece uyumayan çocuklar....
Zaten ilk doğduklarında sadece açlığını bilen ve annesinin kokusunu onun güven duygusunu yanında hisstmek isteyen bebekler her yarım saatte , bazıları her bir saatte uyanarak meme istiyorlar.
6.ayın sonunda ek gıdaya geçen bebekler içinse anne sütü artık bir kahve keeyfine dönüşüyor. Ya yemegi beğenmediklerinde yemeyip anne sütünü karınlarını doyurmak için kullanıyorlar yada karınları doyduğunda kahve niyetine içiyorlar.Ya da rahatlamak istediklerinde yada uyumak istediklerinde tabiki böyle olunca da uzun süre emziren anneler bilirler ki Yeni doğandan fazla emmeye başlıyorlar hatta bazen emmek için yemek bile yemek istemiyorlar ...

İşte bu noktada annelerin çok kararlı olup tabiki başta doktorlarının fikrini alıp bebeğin büyüme çizelgesi doğrultusunda bu işi saat olayına bağlamaları lazım .
Ek gıdaya geçişten sonra sadece yemeklerden sonra hazmetmesi iiçn ,
yada uykuya rahat girebilmesi için ...

Evvettt biz de böyle olmadı tabiki benım kızım gibi oğluşumda meme hastası çıktı .
Ne saat kaldı ne düzen gecelerimiz her ikisinde de kabus!!! her saat başı bazen daha da fazla ....
sanırım biz olayı biraz yalancı meme durumuna getirdik. :))))

Siz siz olun bebeğinizi en az 6 ay emzirin ...imkanınız olursa daha da fazla ....
onlar için herşeye değer...
Bu kadar organik olmayan besin arasında bu kadar teknolojik zararlı aletlerin içerisinde büyüyen bebeklerimiz için yapabileceğimiz en temiz en saf harekettir bu ve bir daha sahip olamayacakları tek saflık tek temizliktir ömürlerinde....

Dünya onlarla güzel ...
Onlar içinse dünya bir tek anneleriyle güzel unutmayın....
Hoşçakalın ...