29 Kasım 2011 Salı

GRİP EVİMİZİ ESİR ALDI...



Geçtiğimiz hafta çocuksuz partiler , parti kids'in çocuklu partileri , defileler , imaj maker'lar hayallari kurarken bizim eve büyük bir bomba düştü.
GRİP BOMBASI ....
Ben zaten ne zamandır bunu bekliyordum !
Neden mi ?
Çünki havalar soğudu , evler ısındı.
Berenka okula başladı.
Grip sokaklarda kol geziyor, hapşıranlar , tıksıranlar , eve gelen her 10 kişiden 8'i muhakkak hasta ...
Buna da şükür ki kasım ayının sonuna kadar neredeyse hasta olmadık .
Ama benim en çok gezmeyi arzuladığım planlar kurduğum hafta olan oldu.
Sonuç olarak ben şu çocuksuz eğleneceğim partiye gidemedim .
Çocuklar da ertesi günkü partilere ...
Sağlık olsun derler ya gidemesek de ...eeee bizim evde sağlıktan öte herşey var dı :)))
Ortalıkda gezinen hapşırıklar , koltukların üzerinde sümükler , mutfak da heryerde antibiyotikler , öksürük şurupları , burun spreyleri , elimizin heran altında ateş dürüşücü ...
Neyseki atlattık sayılır .
Berenkam artık okula başladı , berkitom'un iştahı birazolsun geri geldi , bende biraz olsun toparlandım
Bu arada bir sürü iyileştiriciler öğrendim tabiki ...
öksürüğe en iyi gelen zencefil çayı ;
1,5 litre su
1 dilimlenmiş limon
3 halka dilim taze zencefil
8 çubuk tarçın
bir güzel kaynatın ve balla tatlandırıp bol bol çocuklarınıza içirin.
ve her akşam kaynamış suya buğuseptil yapınız ve uyuduktan sonra odasında ulaşamıyacağı bir yere koyunuz.
ve soğuk buhar makinesi 2 gün boyunca iki saatte bir 20 dakika ( Sakın gece sabaha kadar makineyi açık bırakıp odasında uyutmayız inanılmaz zararlı )
bir de öneri buhar makinesi yandan çıkışlı olsun çünki yukarıdan çıkışlıyı kullanmak çocuk için oldukça zor.
Ve alışveriş merkezleri ; mümkün olduğunca uzak durun ,sokağaysa ne kadar soğuk olursa olsun her gün çıkarabilirsiniz.
İşte bizim grip haftamız bizden neler götürdü ama neler de öğretti .
Umarım bunları öğrenmek zorunda kalmazsınız ama ihtiyacınız olduğunda da işinize yarar .
Gripsiz sağlıkla kalın....

17 Kasım 2011 Perşembe

FORUM İSTANBUL FASHION WEEKEND

18-20 Kasım  tarihleri arasında Forum İstanbul'da Cosmopolitan ve Power Fm sponsorluğunda Fashion Weekend'de süper kahramanlardan süper modellere genç modasıyla ilgili herşey olacak .

*Göz alıcı defileler
20 Kasım Pazar günü ise Forum İstanbul’daki genç giyim markalanın defileleri düzenlenecek. “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”nin Caroline’i Wilma Elles’in de podyumda olacağı defilenin yanısıra, çeşitli markaların süper kahramanlar için hazırlamış oldukları özel koleksiyonlar aynı podyumda olacak.


*Jery stolwıjk ile styling
Türkiye’de ve yurtdışında birçok yeni yüzü keşfetmiş ve verdiği styling danışmanlığıyla onları ünlü birer model yapmış, Meg Ryan’dan Tarkan’a birbirinden ünlü isimlerle çalışmış olan fotoğrafçı, saç tasarımcısı ve makyaj sanatçısı Jerry Stolwijk de styling ipuçları, saç & makyaj şovları ve canlı fotoğraf stüdyosu ile saat 14:00-19:00 saatleri arasında Forum İstanbul Fashion Weekend’de olacak.


*Çizgi karakterler podyumda
  Etkinliğin en önemli parçası olan defileler kısmında 19 Kasım Cumartesi günü Forum İstanbul’da yer alan çocuk markalarının 2011-2012 sonbahar/kış koleksiyonları sergilenecek. Bugs Bunny, Tweety, Tazmanya Canavarı gibi çizgi karakterler de kendileri için hazırlanmış olan özel koleksiyonlar sergilenirken podyumda olacaklar.


*Süper kahramanlar aramızda ''Comics Party''

*Looney Tunes Partisi

*Çocuklar için tasarım atölyesi 
tüm çocuklar bu aktivitelerden ücretsiz olarak faydalanabilecekler .

Bendeniz de yarın akşam saat 21:00 da  Forum İstanbul Earth Cafe'de düzenlenen açılış Partisi olan ve Türkiye'de ilk kez yapılan DC SUPER HEROS PARTY 'de Lisans A.Ş.nin davetlisi olarak bulunacağım .
Power Fm 'in Dj Performanslarıyla çocuklar olmadan şöyle 2-3 saat eğleneceğim.
Merak etmeyin bu hafta sonunun tüm heyecanını mutlaka önümüzdeki hafta sizinle palaşacağım ...
Hepimizin süper bir hafta sonu olsun...

16 Kasım 2011 Çarşamba

TOPLUMA YARARLI FİKİRLER ARANIYOR





TOPLUMA YARARLI OLACAK BİR İŞ PLANIN VAR MI ?

Koç üniversitesi gençlere yönelik çok güzel bir yarışma başlattı , Türkiye'den sosyal gelişime yönelik yaratıcı projeleri Global sosyal girişimcilik yarışması ile tüm dünyaya tanıtmayı hedefliyor. Ergen çocukları olan anne babalara duyurulur bu zeki , yaratıcı çocuğunuz için büyük bir fırsat olabilir.
Yarışmaya katılmak için başvurularda son gün 19 ocak ....
Çocuklarınızı bu konuda teşvik edebilirsiniz..
İlgilenenler siteye göz atabilir.
ku.edu.tr 

9 Kasım 2011 Çarşamba

KALABALIK AİLE ÇOCUKLARI ZEKİ, SAKİN AİLE ÇOCUKLARI HUZURLU ...

Geçtiğimiz hafta biraz zor günler atlattık ,anneciğim çarşamba günü meme ameliyatı oldu ve göğsünden yağ bezesi alındı , yağ bezesinin daha sonra kötü birşeye dönüşmemesi için erkenden alındı ve biyopsiye gönderildi , dolayısıyla anneciğim çarşambadan beri bizde misafir hasta olarak ....

Zaten birbiriyle fazlasıyla vakit geçiren bir aileyiz biz ...Kızımın annemle günleri vardır o günlerde beraber öğle yemeğine çıkarlar , parka giderler sık sık da onlarla beraber kalır berenkam ( dayısı ve annanesiyle) .
hatta yazları tamamen beraber gibiyiz , öte yandan babanne ve dedeyle de sık sık beraber oluyoruz , benım teyzelerim , aşkımın halaları ve dayıları , nonnomuz( benim annanem ) ,enişteler , kuzenler , yeğenler derken biz bayağı kalabalık bir aileyiz....birbirine bağlı ve sürekli beraber vakit geçiren...
Berenkam 15 yıl sonra aşkımın ailesine , 10 yıl sonrada bizim aileye gelen ilk bebek olunca inanılmaz vakit geçirilen bir bebek oldu , herkes yemedi içmedi soluğu bizim evde aldı yada sadece onu görmek için yalvar yakar bizi evlerine çağırdı .
yani uzun lafın kısası berenkam çok yoğun sevgi dolu kalabalık bir aileyle büyüdü ...
SONUÇ : İnanılmaz zeki , inanılmaz sevgi dolu , inanılmaz ilgi isteyen , inanılmaz enerji dolu , inanılmaz bilgi dolu , tek başına hiçbirşey yapmaktan zevk almayan bir bebek ve çocuk oldu .

Berkitom ise aileye gelen ikinci bebekti ....
fakat ne kadar şirin , ne kadar da minik de olsa azıcık berenkamın ağırlığında ezildi diyebilirim .
daha kendi halinde ve benimle birebir büyüdü , berenkamın da okula başlamasıyla sessiz sakin bir evde büyüdü . Bazen evin içinde çıt olmuyordu ,sadece benim yetiştirme tarzımla büyüdü , hatta berenkam gibi sokaklar yerine ( bu sokaklar da her daim park değil bazen alışveriş merkezleri bazen cadde bazen de nişantaşı sokakları oluyordu ) evde büyüyen bir çocuk oldu ....
SONUÇ : İnanılmaz huzurlu , sakin bebek.

Zaten uzmanların söylemleri de bu yönde...
Sizde durumlar nasıl bilemem ama ben de teori tutuyor...
Şimdi düşünün hangisi doğru veya yanlış değil ...
Hangisini tercih ettiğiniz önemli !
Buna siz karar vereceksiniz ...ona göre de hayat biçmini hazırlayacaksınız...
Bu gece çocuklarınızın kokusuyla uyuyun...
Ne demişler çocuk kokusu size Yüce Tanrı'yı hatırlatır.

25 Ekim 2011 Salı

VAN'DA ÇOCUKLAR OYUNCAK BEKLİYOR....

Çok ama çok büyük bir acı yaşadıkkkk...1999 yılından sonra yaşadığımız ilk büyük deprem acısı tekrar 7.2 ...
sonra görüntülerle tekrar tekrar ağladık , bazılarımız haberleri okumaz oldu içi dayanamayıp , bazıları televizon seyredemez oldu .
çünkü böyle durumlarda uzaktan izlemek ve hiçbirşey yapamamak en zorudur.
görmek istemezsin o yüzden ...

ağladık her kurtulanla bu kez sevinçten ..
14 günlük azra bebeğe sevindik bu kez de...o incecik bacakları gözükürken televizonda ....
sonra enkaz altından kurtulurken sevindiğimiz yunus'un hayatını kaybetmesiyle tekrar yıkıldık ....
hiçbirşey yapmadan yapamadan...

ve yapabileceklerimiz yok değil ....
Psikiyatrist Prof.Dr. Mansur Beyaz çocukların bu kadar büyük acı durumlarında travmaları daha ciddi boyutlarda yaşadıklarını ve daha zor atlatdıklarını ,onların psilojilerine destek olunması amacıyla bölgeye oyuncak ve benzeri oyalayıcı malzemeler gönderilmesinin çok faydalı olacağını anlattı bügün televizyonda.

Eğer sizde destek olmak isterseniz van kızılay ile bağlantıya geçmeniz yeterli ....
en azından bunu yapabilelim ...
ülkemizin başı sağolsun....

Türk Kızılay Yardım Hattı: 168

Ücretsiz Bağış ve İletişim Hattı: 0312 293 60 25, 0312 293 60 26
van.kizilay.org.tr

16 Ekim 2011 Pazar

OKUL YOLLARI


Berenkam bu yazı dolu dolu geçirince eylül ayının güzelliğinden az da olsa faydalansın diye bu yılki okul hayatına ancak eylül'ün son haftası başlayabildi .
Tabiki herşeye sıfırdan başladık ,geçen yıl okula gitmesine rağmen bu yıl aynı sorunla karşılaşacağız diye çok korkuyordum , onun için yaz başından beri berenkamı ''kızım bu yıl büyük okuluna gidecek ,ona çanta alacağız ,kalem alacağız'' diye her anımda hazırladım.
Oysaki henüz anaokuluna seneye anasınıfına gidecek.
Fakat geçen yıl aileye yeni bir bebek geldiğinden okula gitmek onun için zor olmuştu zaten 6 ay gidebildi ,nisan sonu okula veda etti ve soranlara da ben okulu bıraktım diyordu....
Neyse bu yıl tekrar aynı anaokuluna gittğinden öğretmeniyle iyi anlaştığından o kadar zorluk çıkartmadı ...
Öyle olduğu halde 3 gün okulda beklemek zorunda kaldım .
Fakat o kadar büyümüş o kadar şekillenmişki sırf nazından bekletti beni bu yıl ....gitsem mümkün değil ağlamazdı , bense geçen yıl bebekten dolayı onu birgün bile gidip okulda bekleyemediğim hatta bazı günler servise ağlayarak bindirdiğimdem dolayı bu yıl içimdeki vicdan azabı birikimiyle onu şımartmak istedim . Öylede yaptım ....
Her bahçeye çıktığında ona gülücükler , öpücükler attım...
Gözlerinin parlaması o kadar güzeldi ki ...
Veee  ne gördüm biliyormusunuz ! 15 gündür çocuğunu bahçede bekleyen ve bundan zevk duyan anneler !!!
İşi olmayan annelerdi sanırım , ellerinde 2-3 gazeteyle gelenler
hatta hatta elerinde numaralı tual ve boyalarıyla gelip boyama yapan anneler ...
birbirleriyle muhabbet eden anneler
iki çocuğu olup ilki okulda olan anneler
yani benim gibi 10 saniyesinin hesabını yapmak zorunda olanlardan değil.
Oysaki uzmanların söylediğine göre ilk bir iki gün çocuk güvende olduğunu hissedene kadar beklemek doğru ama fazlası çocuk için yarardan çok zarar.
Okulumuzun Pedagog'u aynı düşüncede hatta annesi bekleyen çocuklar yüzünden diğer çocukların da huzursuz olduğunu ,kendini kötü hissettiğini söylüyor.
Ben de 3 gün bekleyeceğimi ve 4. gün servisle gitmek zorunda olduğunu söyledim , nitekim öylede oldu Perşembe günü güzel güzel servisle gitti servisle geldi ...
Pazartesi günü 4. haftamız başlıyor..
Geçtiğimiz hafta tekrar mızmızlanmalar başladı ,fakat okul yönetimi ve öğretmenler bunun sebebini havaya bağlıyor , geçtiğimiz haftaya kadar günün 2- 2.5 saatini bahçede geçiren çocukların birden bire sınıflara kapanmasına ve bunun sınıfa alışana kadar geçici bir süreç olacağını söylüyorlar .
Eğer sizde de aynı sorunlar yaşanıyorsa korkmanıza gerek yok ...alışacaklar ...ve biz de rahat bir nefes alacağız...arkalarından gözlerimiz dolmayacak ...içimiz o orda mutsuz mu diye rahatsız olmayacak...vicdan azabı çekmeyeceğiz..
Madem modern hayatın cilvesi bu ...
modern hayata uyum sağlayacaklar..
nerde bizim çocukluğumuz 7 yaşına kadar sokakta oynadık hem de çılgınlar gibi...
Ama onlar bizden daha akıllı ,daha çalışkan , dünyaya daha hakim bir nesil olacaklar .
Tüm çabamız bunun için; Kendilerini , dünyalarını daha iyi tanımaları ,daha sosyal ve sorumluluk sahibi olmaları için değil mi !!!
Haydi çocuklar okula ,daha çok okumaya ....
Sevgiyle ve anneleri olarak bol okumayla kalın...

10 Ekim 2011 Pazartesi

DISNEY ON ICE PRENSESLER VE KAHRAMANLAR




Geçtiğimiz Perşembe günü Habertürk ve ergo sporsorluğunda İstanbul çocuk tiyatrosu tarafından ülkemize gelen dünyaca ünlü gösteri Disney on ice'ı Disney Türkiye ofisinin davetlisi olarak Ora arena'da oğluşum ve kızımla izledim .
40 kişilik muhteşem bir ekip hemen hepsi 4 yaşında paten yapmaya başlamış .Hepsi pırıl pırıl gencecik gözüküyorlar ...

Biz de çocuklarımla onlarla beraber o büyülü dünyanın içerisinde yüzdük adeta , 17 aylık oğluşum ilk 45 dakikayı hipnotize vaziyette kıpırdamadan izledi , 45 dakikadan sonra kıpırdanmaya başladığındaysa gerçekten gösteriden çok etkilenen berenkam ''Berkay sessiz ol lütfennnnnnnnnnn '' deyip durdu....
sonuç olarak izlemeye değer büyülü bir gösteri tavsiye ederim ...Hele ariel prensesin anlatıldığı sahnede yağan baloncuklar bir harikaydı ...Sanki deniz altında gibi...

Gösteri 16 Ekim'e kadar Ora arena'da devam ediyor...
Ben ve çocuklarım bu macerayı kaçırmayın diyoruz...
Sevgiyle kalın...

5 Ekim 2011 Çarşamba

EMZİRME HALLERİ

Bu hafta birçok yerde emzirme konuşuluyor , yazılıyor. Dünya emzirme haftası 1-7 Ekim olduğundan...
Geçtiğimiz yılda emzirme haftası kapsamında birçok yayın organında faaliyet gerçekleştirmişlerdi. Bugünde gazetemin ekinde sevdiğim bir yazarın bu konuya değindiğini görünce ben de bugünkü yazımın ne olması gerektiğini anladım.

Dünyanın en saf duygusu bebek sahibi olmak , karşılık beklemeden yapılan tekşey...
Tüm egolarınızı kırıyorsunuz ve hiçbirşey bu kadar karşılıksız değil ama hiçbirşey...
Ne aşk , ne cinsellik , ne ilişki , ne arkadaşlık hatta anne -baba 'yı sevmek bile ( çünki her daim onlardan beklentimiz var )
Sadece evladınızı karşılıksız seviyorsunuz . Tabii onu beslerken de en doğru, en saf , en temiz besin olan anne sütüyle beslemek istiyorsunuz.
Ben bu konuda oldukça tecrübeli biri sayılırım , kızımı tam iki yıl emzirdim , oğlumu ise 16 aydır emziriyorum . Hedefim iki yıl ...
Biliyorum ki kızım bu muhteşem besin sayesinde tam 3yıl hastalanmadı ve bakıyorum ki şuan 4,5 yaşında olan kızım hastalandığında çabuk iyileşiyor , ben de bunu tamamen bu mucizevi besine bağlıyorum .

Yalnız dezavantajları var tabiki bir anne için; meme yüzünden gece uyumayan çocuklar....
Zaten ilk doğduklarında sadece açlığını bilen ve annesinin kokusunu onun güven duygusunu yanında hisstmek isteyen bebekler her yarım saatte , bazıları her bir saatte uyanarak meme istiyorlar.
6.ayın sonunda ek gıdaya geçen bebekler içinse anne sütü artık bir kahve keeyfine dönüşüyor. Ya yemegi beğenmediklerinde yemeyip anne sütünü karınlarını doyurmak için kullanıyorlar yada karınları doyduğunda kahve niyetine içiyorlar.Ya da rahatlamak istediklerinde yada uyumak istediklerinde tabiki böyle olunca da uzun süre emziren anneler bilirler ki Yeni doğandan fazla emmeye başlıyorlar hatta bazen emmek için yemek bile yemek istemiyorlar ...

İşte bu noktada annelerin çok kararlı olup tabiki başta doktorlarının fikrini alıp bebeğin büyüme çizelgesi doğrultusunda bu işi saat olayına bağlamaları lazım .
Ek gıdaya geçişten sonra sadece yemeklerden sonra hazmetmesi iiçn ,
yada uykuya rahat girebilmesi için ...

Evvettt biz de böyle olmadı tabiki benım kızım gibi oğluşumda meme hastası çıktı .
Ne saat kaldı ne düzen gecelerimiz her ikisinde de kabus!!! her saat başı bazen daha da fazla ....
sanırım biz olayı biraz yalancı meme durumuna getirdik. :))))

Siz siz olun bebeğinizi en az 6 ay emzirin ...imkanınız olursa daha da fazla ....
onlar için herşeye değer...
Bu kadar organik olmayan besin arasında bu kadar teknolojik zararlı aletlerin içerisinde büyüyen bebeklerimiz için yapabileceğimiz en temiz en saf harekettir bu ve bir daha sahip olamayacakları tek saflık tek temizliktir ömürlerinde....

Dünya onlarla güzel ...
Onlar içinse dünya bir tek anneleriyle güzel unutmayın....
Hoşçakalın ...


29 Eylül 2011 Perşembe

YAZIN SON TATİLİ ....




 Bu yaz tatlı ama çok tatlı geldi . Yenilikler ve güzelliklerle.....
Berkitom ilk yaşını kutladı , yürümeyi ve konuşmayı öğrendi....
Annemmm ( ama çok farklı bir tonlamayla-keşke bu tonlamayı sizinle paylaşabilseydim inanılmaz zevklenirdiniz.)
babam , dedem , lamba , ablam , bababa ( babaanne) , annaaaaaaammm ( anneanne) , dayday ( dayı) ,adam ( kendisinin lakabı olur küçük adamdan geliyor) , Pardon ( ablasının en çok kullandığı kelime olduğundan sanırım ) , tenteeee ( tenzile demek oluyor yardımcımızın ismi )

Her geçen günler öğrenmeye devam ediyor ,
bol bol düşüyor
bol bol güldürüyor.

Berenkam ise genç kız havalarında ortalarda geziniyor.Nereye giderse gitsin çantası omuzunda ve çantasının içerisinde mutlaka dudak parlatıcısı var , ayrıca artık tek kollukla yüzüyor ve iki tekerlekli bisiklete yanındaki yardımcı tekerleklerden sadece tekiyle biniyor....
Öylesine cümleler kuruyor ki kimden öğrendiğini veya nereden duyduğunu merak ediyorsunuz  ,öyle felsefi öyle bilgece ki !!!!

Bu kadar farklılaşmanın yenilenmenin yanında bu yıl iki çocuğum , aşkım ,annemle beraber leyleği havada gördük diyebilirim ,ama ne doğru dürüst tatil yapabildik ne de Enderimle başbaşa vakit geçirebildik.
Takiiiiiiiiiiii geçtiğimiz 4 günlük kaçamağımıza kadar ......

Aşkımla birbirimizden en fazla birkaç metre uzak olduğumuz bir teknede ve sevdiklerimizle başbaşa.....
Mükemmeldi herşey....
Bodrum , Turgutreis , teknemiz Bisu'  , Leros , milos , Zorba's , Lipsoi ( Lipsi) , Dilaylah , Çatal Adası ,Alexxxxx....
Sakinlik , huzur , deniz , güneş , bende ki çocukların olmayışından dolayı elimi nereye koyacağımı bilememe durumu  , yemekler ve yemekler yine yemekler ,gecenin sessizliğinde kimsenin olmadığı koylarda müziğin sesini sonuna kadar açıp sabaha kadar tekneyi disco havasına sokmamız ....






Yaza keyifle veda etmemiz için herşey mükemmeldi .....
Hayatın bize verdikleri için,  birbirimize ve sevdiklerimize sahip olduğumuz için şükretmek istiyorum.

Hoşçakal yaz
Verdiğin enerji içinde şükürler olsun .....

27 Haziran 2011 Pazartesi

BENİM YAZIM...

Hayatımın en uzun kışından sonra yaz geldi...Aslında benim yazım her zaman 1 Haziran da başlar 15 Eylül de biter ama bu yıl malum havalar bir türlü tam manasıyla ısınamadı , neyse geldi geliyor derken yazın ortası oldu , kemiklerim hala soğuk bir türlü ısınamadı ..
Zaten en uzun kış derken en zorlu olmasını da kastediyordum iki çocuk biri 4 biri 1 yaşında zor zor uzun uzundu....büyüğü kırılmasın, gönlü kalmasın ,alınmasın psikolojisi bozulmasın ,küçüğün karnı doysun, memesini emsin ,ek gıdası , suyu bol içsin , altı temiz ol,sun , uykusu bozulmasın derken bitmedi bitmedi bu kış... Ve en önemlisi de hastalıklar , okuldan gelen mikroplar derken uzadı  da uzadı bu kış...
Bizim gibi ilk çocuğunu sokaklarda büyüten çift ilk günlerde kastırsakta iki çocukla gezmeye,bazı hafta sonları dışarı adım atmaz olduk , tek çocukla benim gibi hergün kahvaltı saati evden çıkıp akşam yemeğini dışarı da yiyip eve gelen ben bazen hafta içi evden dışarı adım atmaz oldum ,hayatımda ilk kez bu kış ancak bir kitap okuyabildim hatta onuda okuyamadım hala 50 sayfam var ki hayatta en büyük zevkim okumaktır , hala hevesle dekorasyon dergilerimi , moda dergilerimi her ay alıyorum ama sadece resimlerine bakıyorum desem yalan olmaz .
Bu kışın bana kazandırdığı , yani iki çocuğun bana kazandırdığı
Bol bol aşkkkkkkk
Bol bol sevgiiii
Bol bol öpücükkkk
Bol bol çamaşırrrrrr
Bol bol yemek yapmak ama her türlüsünü , denemediğim yemek kalmadı desem yeridir.
Nihayetin de bu kış upuzun oldu oysaki ben yaz sezonunu 15 Mayıs da açtım 15 gün bodrumdaydım , 3 haftadır da yazlık evdeyim ama henüz 4 kez denize girdim.
Beni bu havalar mahvetti , biraz da iki çocuk...
Neyse ki zorlu kıştan sonra benim yazım geldi ve Lezzetli hayatlara epey süreden sonra ilk yazım da geldi .
İnanamıyacaksınız ama çocuklarım 21:30 da uyudu aldım kahve mi geçtim bilgisayarımın başına size uzun süreden sonra merhaba demek istedim , artık silkelen seda kendine gel dedim bu böyle ne kadar sürecek dedim , kendime söz verdim bir şekilde yazacağım.İki kelime de olsa yazacağım.
Ben bu bloğu bunun için kurdum , bu güne kadar neyi yarım bıraktım ki bunu bırakayım dedim.( aşkım'a göre İtalyanca kursunu yarım bıraktım bunu da bırakırmışım...)( ama hamile kaldım , emzirdim , tekrar hamile kaldım tekrar emziriyorum hanği arada gidecektim ki...)
Lütfen bana destek olun yaz deyin ....
Ve bu yazın keyfini sürün o kadar kısa ki hiçbir şey düşünmeyin ;
Kuşların sesini dinleyin , denizin şırıltısını , sabah sekizde bile güneşin ısıtışını hissedin , bol bol yüzün , bol bol dans edin ( ben kuşlarımla ediyorum Berkito ve berenka benimle dans etmeye bayılıyorlar.)
Bol bol öpün çocuklarınızı ve onları veren aşkınızı....
Televizyon seyretmeyin balkonda en çok oynamayı sevdiğiniz insanla tavla oynayın ...( Babanız , kayınpederiniz yada aşkınızla )
Sivri sinekleri bile sevin kışın onlar da yok ne de olsa...
Çocuklarınızla kumdan kale yada berenka'mın diliyle sulu kule yapın .( Çünki en güzel bronzlaşma böyle sağlanıyor inanın bana! bir de onların mutluluğu yanınıza kar kalıyor.)
Sevin sevin sevin yazı sevin bir de beni tabiki ..Hepinize mutlu hayırlı yazlar diliyorum ben sizi seviyorum hem de çokkkkkk ....

23 Haziran 2011 Perşembe

NONNO'MUN MERCİMEK KÖFTESİ




Bu güzel mercimek köftesi tarifinin sahibi benim pamuk şekeri anneannem yani Berenka'mın diliyle üzerine yapışan ismiyle Nonno'muz Nuriş'in tarifi yemede yanında yat ....Afiyet olsun....
Mercimek Köftesinin Malzemeleri:

*1 su bardağı kırmızı mercimek
*1 litre su
*2 su bardağı ince bulgur
*2 baş kuru soğan
*1 çay bardağı zeytinyağı
*1,5 yemek kaşığı biber salçası
*1 tatlı kaşığı karabiber
*Dilediğiniz miktarda pulbiber
*1 çay bardağı sıcak su
*1,5 yemek kaşığı domates salçası
*1 demet maydanoz
*6-7 sap yeşil soğan
*1,5 tatlı kaşığı tuz
*marul


Mercimek Köftesinin Hazırlanması:


1. 1 su bardağı kırmızı mercimeği yıkayıp 1 litre su ile ateşe koyun. tencerenin kapağını aralık bırakın. (yoksa taşıyor) mercimekler ezilip hafif sulu kalıncaya kadar kaynatın. (bütün suyunu çekerse köfteler kuru olur)
2. 2 su bardağı ince bulguru derin ve yayvan bir kaba alın. (bunun gibi) üzerine sulu mercimeği ekleyip karıştırın. kabın üzerini alüminyum folyoyla kapatıp mercimekler şişene kadar (30-45 dakika) bekletin.
3. bu arada 2 baş kuru soğanı yemeklik doğrayıp tavaya alın. bir çay bardağı zeytinyağı ile soğanları öldürün. 1,5 yemek kaşığı bier salçasını ve 1,5 yemek kaşığı domates salçasını ekleyin. 1 tatlı kaşığı karabiberi ve dilediğiniz kadar pulbiberi de ekleyip karıştırın. en son 1 çay bardağı sıcak suyu tavaya ilave edip 1-2 taşım kaynatın.
4. bu karışımı bulgur ve mercimek karışımına ekleyin. tüm malzemeyi karıştırıp kabın üzerini tekrar kapatın.
5. 5-6 sap yeşil soğanı yıkayıp doğrayın. bir demet maydanozu da aynı şekilde yıkayıp kıyın. bunları bir kenara koyun.
6. derin kaptaki karışımınıza 1,5 tatlı kaşığı tuz ekleyin ve 10 dakika boyunca yoğurun. yoğurduğunuz köfte harcına kenarda bekleyen yeşillikleri ekleyin. 2-3 dakika daha yoğurun. (köfte harcınız sulu gelirse bir miktar daha ince bulgur ekleyip suyu çekmesini sağlayabilirsiniz) harçtan cevizden az büyük parçalar koparıp avucunuzun içinde şekil verin. (elips veya çiğ köfte şekli olabilir)
7. servis tabağına marul dizip köfteleri üzerlerine yerleştirin.

BERENKAM ORTA KULAK İLTİHABI OLDU ...

ORTA KULAK İLTİHABI (OTİTİS MEDİA)




Orta kulak, kulak zarından sonra gelen kısımdır. İçinde sesin iletimini sağlayan çekiç, örs, üzengi kemikleri bulunur. Bu bölümde, geniz boşluğuna açılan bir kanal bulunur. Bu kanala östaki borusu denir. Bu boru, orta kulağa hava geçişini sağlar ve böylece hava basıncı dengelenir.



Çocuklarda çok sık karşılaşılan bir hastalık olan orta kulak iltihabına bakteriler neden olur. Akut ve kronik orta kulak iltihabı olmak üzere ikiye ayrılır. Akut iltihap; soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonu gibi rahatsızlıklardan sonra, östaki borusunun şişip kapanması sonucu bakterilerin orta kulakta birikip çoğalmasıyla meydana gelir. Kronik iltihap ise; uzun süren ve zaman zaman tekrarlayan bir rahatsızlıktır. Altı ayda 3 defadan fazla orta kulak iltihabı geçirilmesi hastalığın kronikleştiğini göstermektedir. Diğer hastalıkların (sinüzit, geniz eti, yarık damak gibi) olduğunu düşündüren bir durumdur. Seröz orta kulak iltihabında ise östaki borusu tıkanır ve orta kulakta sıvı toplanır. Basınç artışına neden olur.



Çocuklarda sıklıkla görülmesi östaki borusunun yatay bir şekilde ve kısa olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden bakterilerin orta kulağa geçişi kolaylaşır. Çocukların büyük bölümü 5 yaşına kadar bu enfeksiyona bir kaç defa yakalanmaktadır.



ORTA KULAK İLTİHABININ BELİRTİLERİ



Orta kulak iltihabında, çocuklarda daha belirgin olmak üzere, ağrı vardır. Diğer belirtileri işitme kaybı ve ateş yükselmesidir. Basınç artışı olduğundan, kulakta dolgunluk hissi uyanır. Ayrıca bebklerde huzursuz olma, beslenme zorluğu gibi problemler ortaya çıkar.



Ağrı hissi, eğilirken ya da otururken değişir. Eğildikçe basınç artışına bağlı olarak ağrı da artar. Dik otururken bu ağrı azalır. Basınç artışı sonucu kulak zarı delinirse, basınç dengelendiğindne ağrı azalır. Bu durumda kanlı ya da yeşilimsi renkte akıntı meydana gelir.



NASIL TANI KONUR?



Yapılan ilk muayene sonrası tanı konabilir. Otoskop adı verilen bir aletle kulak zarı incelenir. Orta kulak iltihabının tipine göre değişen belirtiler görülür. Bakteri sonucu oluşmuş iltihap varsa kulak zarı kızarmıştır ve şişmiştir. Kulak zarı bazı vakalarda deliktir ve akıntı görülebilir. Gerekirse bu akıntının kültürü yapılır. Bakterinin neden olmadığı, östaki borusunun tıkanması sonucu oluşan iltihapta, zar içe doğru çökmüş bir haldedir.



Kronik orta kulak iltihaplarında tanı koymak için bazı tetkikler gerekebilir. Bunun için işitme testleri yapılır ve işitme kaybının derecesi belirlenir. Orta kulaktaki basınç arttığı durumlarda, (seröz orta kulak iltihabı denir) basınç ölçümü yapılır. Bilgisayarlı tomografi, film çekimi hastalığın şiddetini ve ameliyat durumunu belirlemek için kullanılır.



ORTA KULAK İLTİHABI TEDAVİSİ



Tedavinin şekli orta kulaktaki iltihabın akut, kronik ya da seröz olmasına göre değişmektedir.



Akut iltihabın tedavisinde ağrı kesici ve bakterileri yok edecek penisilin türü antibiyotikler kullanılır. Bu tedavi süresi 2 hafta kadardır. Kulak zarı akut iltihapta çizilmez. Çok nadir durumlarda yapılır. Akut iltihap, yeterli tedavi yapıldığında, herhangi bir soruna yol açmaz.



Seröz iltihapta da ilaç tedavisi kullanılır. Eğer bu tedaviye yanıt alınamazsa, basıncı azaltmak için yapılacak küçük bir ameliyatla, orta kulaktaki sıvı dışarı çıkarılır. Alerjinin yol açtığı iltihap varsa, doktorunuz bazı besinleri almamanızı önerebilir. Mutlaka tedavi edilmelidir. Çünkü işitme kaybına ya da orta kulaktaki keimlerde erimeye neden olabilir.



Kronik orta kulak iltihabının tedavisinde ilaç kullanımının yanında ameliyat gerekir. İltihap diğer dokulara yayılabilir ve kulak kemiklerini eritebilir. İşitme kaybına yol açabilir. Yayılma sonucu beyinde abse ya da beyin zarlarının iltihabı sonucu menenjit oluşabilir.



Orta kulak iltihabı ameliyatlarında kulak zarı çizilir ya da tüp takılır. Kulak zarının delinmesiyle içerideki sıvı boşaltılır. Bazı durumlarda sıvının çok yapışkan olmasından dolayı, sıvı boşaltılamaz ve bu durumda kulak zarında delinen yere tüp takılır. Bu tüple orta kulağa hava geçmesi sağlanır. Kronik orta kulak iltihapları için yapılan ameliyatlar genel anestezi altında kulak arkasından kesik açılarak yapılır. Sıvı boşaltılır ve kulak zarındaki delik kapatılır.



Ameliyat yapılmazsa işitme kaybı artar ve günlük yaşamaı zorlaştırır. Akıntının fazla olmadığı, işitme kaybının çok azolduğu bazı vakalarda hemen ameliyata gerek yoktur. Fakat tersi bir durumda mutlaka ameliyat gereklidir.



Şunu unutmamak gerekir ki, ameliyatın yapılması hastalığın tekrarlamayacağı anlamına gelmez. Hatta iltihap devam edebilir.



ORTA KULAK İLTİHABINDAN KORUNMAK İÇİN



Bebeklerin anne sütüyle beslendiği andaki pozisyonu, biberonla beslenmeye göre hastalığı önlemede daha etkindir. Yapılan araştımalarda oturarak beslenen bebeklerin, orta kulak iltihabına daha az yakalandığı görülmüştür. Ayrıca anne sütündeki maddeler, bağışıklık sağlar ve hastalığa yakalanma riskini azaltır.



Ayrıca bebeğin temizlik koşullarına dikkat edilmelidir. Bulunduğu ortamın hijyenik olmasıan özen gösterilmelidir. Kulak ağrısı çeken çocukların doktora götürülmesi hastalığın ilerlemeden tedavisi için gereklidir. Kulak yolunun tahrip edilmesi, kulak çöpünün yanlış kulanılması, diş çıkarmak kulak ağrısına neden olabilir.



Soğuk algınlığını önlemek için yapılan aşılar bakterielrin de üremesini engeller ve hastalığa yakalanma ihtimalini azaltır.

Yapılacak düzenli kontrollerle, tedavinin nasıl devam edeceğine karar verilir. Kulaktaki sıvının boşalıp boşalmadığına bakılır. Kulağa sık sık su kaçmasını önlemek, üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak orta kulak iltihabından korunmak veya şiddetlenmesini önlemek için gereklidir.